Hani şu herkesin “kaza olursa bulunsun” dediği kara kutu var ya… İşin komiği, o kutu siyah değil! Bildiğin fosforlu turuncu. Neden mi? Enkaz arasında kolayca fark edilsin diye. Yani hem isim yanlış, hem algı.

Tuvalete girip kapıyı kilitledin diye güvende olduğunu sanma… Çünkü kabin ekibi o kapıyı dışarıdan açabiliyor. Gizli bir mandal var. Acil durumlar için, ama olsun — fazla rahat davranma yine de.
Tat alma duyun yüksekteyken ciddi şekilde düşüyor. Özellikle tatlı ve tuzlu tatları %30 daha az hissediyoruz. Yani o “yemekler kötüydü” şikâyetinin bilimsel bir sebebi var.
Uçuş boyunca kaptan pilot ve yardımcı pilot farklı yemekler yer. Neden mi? Eğer biri zehirlenirse, diğeri uçağı uçurabilsin diye. Akıllıca, değil mi?
Uçak kanatları havadayken esniyor, hem de öyle az buz değil. 2-3 metreye kadar bükülebiliyorlar. Ama bu panik sebebi değil, tam tersi, uçaklar bu şekilde tasarlandı. Esnemeyen kanat, kırılır!
Tahminin tuvaletti değil mi? Yanıldın. En kirli yer genellikle katlanır masa ve emniyet kemeri tokası. Çünkü çoğu zaman yeterince dezenfekte edilmiyor. Uçakta önce masa sil, sonra kemeri tak!
Kalkıştan sonraki ilk 3 dakika ve inişten önceki son 8 dakika, uçuşun en kritik zamanları. Kazaların çoğu bu aralıkta oluyor. Bu yüzden kabin görevlileri o anlarda süper odaklı.
Bir uçak yıldırım çarpsa bile düşmez. Çünkü gövdesi yıldırımı iletir ve dışarı atar. Yani korkacak bir şey yok!
Yani neymiş?
Uçaklar sadece uçmuyor, her yönüyle ayrı bir bilim, ayrı bir teknoloji şovu! Artık bir dahaki uçuşunda koltuğuna otururken bu bilgileri hatırla, belki de hostese hava bile atarsın!
10.04.2025 - 17:44
Enteresan Bilgi
Arda Anıl